Her bir ilmeğe bir harf düşse, kaç makara iple anlatılır dünya.

Her düğümüne bir isim verse giden, kalan nasıl unutur gideni.

Kalanlar nasıl unutur;

o zamanlar hasat vakti nasıl bir sarının aldığını gökyüzünü.

Nasıl unutur o gökyüzünü altın tellerle işleyenin bir kuş gibi göğe imrendiğini.

Nasıl sevdiğini,

Nasıl özlediğini nasıl unutur.

Nasıl gittiğini

Hangi dağın eteğinde hangi kahramanın mezarı durur

Hangi kıpırtısız göllerde su içer altı kanatlı Raşlar

Hangi gümüşlü gecede ışıklı yüzünü otlara gömdü Adıyıf

Beyaz avucuna beyaz ipler dökülen güvercin nefesli bir masalcı anlatmasa

hangi çocuğun kış ağaçlarıyla dallanan aklından

havalanır kırlangıçlar

Kimin kucağına dökerler sim işlemeli karları.

Kim silkelenip kalkar yerinden ,

Kim ürperir, kim hatırlar,

Kim bir makaraya bakıp koca bir karlı tepeden gölgesi başka bir kıyıya düşen

uzak bir köyü görür.